26 Eylül 2012 Çarşamba

Mektup

Hayvan haklarından falan bahsetmeyeceğim. Hayvan haklarından bahsetmeyi çok ilkel buluyorum, ve bu insanların ilkelliğinden kaynaklanıyor.

Başıma gelen bir olayı anlatarak konuyu bağlayacağım.

Bahçemizde bir Golden Retriever köpeğimiz var ama pek eğitimli değil. Eğitimli değilden kastım otur dediğinizde oturmuyor kıçını sallayarak kaçıyor, sizinle her zaman oyun oynamak istiyor. Doğası gereği bu tür köpekler oyun köpekleridir, herneyse konumuz bu değil.

Son günlerde köpeğimiz dış kapıyı aralık bıraktığımızda arka ayaklarının üzerinde kapıya patilerini koyup ağırlığıyla kapıyı iterek aralayıp önce o aralığa kafasını sokup daha sonra bedenini geçirerek içeri girmeyi öğrendi. İçeri girdiğinde de ayakkabı vs alıp kaçabiliyor.

Kuzenimin ayakkabısını almış kaçmış, eniştemde çok öngörülü biri olduğundan kardeşimi çevirerek demiş ki; "eğer bir daha olursa köpeğinize veda edersiniz."

Şimdi bu lafına hitaben ona bir mektup yazmak istiyorum.

Sevgili Enişteciğim,

Sana kalkıp hayvan haklarından falan bahsetmeyeceğim ama biraz insan olmanın esaslarını vurgulamakta yarar görüyorum. İnsan doğası gereği "düşünebilen bir hayvan" olarak anılır. Bunun bizi hayvanlardan daha üstün kıldığını düşünüyorsun sanırım ama ben bu tanımı biraz açarak aslında ne anlama geldiğini kendimce açıklamak istiyorum.

Örneğin düşünebildiğimizden ötürü yaptığımız hareketlerden, söylediğimiz sözlerden bir hayvana oranla daha sorumlu olmamız gerekiyor. Bir hayvan hatalarından bir insana oranla daha az sorumludur.

Hatta şimdi konuya hayvanlar üzerinden girince kızarsın belki diye konuyu bir de başka bir yönden ele almak istiyorum. Geçenlerde 11 aylık kuzenim canım benim senin sevgili oğlun, ben içerdeyken bir an unutup koltuğun üzerinde bıraktığım telefonumu almış ve üst tuşlarını üst dişleri kaşındığı için dişlerken parçalamış. Benim kalkıp böyle bir durumda minik kuzenimi suçlama ya da ona kızma hakkım var mı? Bana uyuzluk olsun diye de yaptığını sanmıyorum; oyun ve oral dönemleri emeklemeye de başladı malum çocuk bu ne bulsa ağzına sokuyor. Ben gelip sana "eğer bir daha olursa oğluna veda edersin" deseydim ne hissedeceğini az çok tahmin edebiliyorsundur. Ama ben sana bir şey söylemeyi bırak kuzenime içten içe bir gram bile "kızmadım".

Ha şimdi sen diyorsundur itinle oğlumu aynı kefeye mi koyuyorsun?

İşte sen niye koymuyorsun? Problemin burada olduğunu gördüğünde eminim artık bu konuda tartışmayacağız.

Kendini üstün görüyorsan bile düşünen bir hayvan olarak; üstünlüğün kendinden güçsüz birini ezmene haklı neden verdiğini de düşünmüyorum. Zira güçlünün güçlüsü var yarın biri gelir seni neyse. Umarım artık sen de öyle düşünüyorsundur.