Çocukken babama trafikte hep aynı soruyu sorardım:
"Neden en öndeki gitmiyor baba?"
Sürekli bana en öndekiyle alakası olmadığını dünyanın sandığım gibi bir düzende ilerlemediğini, herkesin dümdüz aynı yöne gitmediğini anlatmaya çalışırdı, anlamazdım. Hala da anlamıyorum. En öndekiler neden hep duruyor baba? Neden kimse ilerlemiyor da hep durduğumuz yerde duruyoruz? Nedir bu insan trafiği? Bu kadar zor olmamalı ilerlemek, durmak beklemek olduğu yerde saymak zor gelmiyor insanlara. İlerlesek daha mutlu olacağız, ama yapmıyoruz. Cesaretsizlik demek doğru olmaz bu yaşananlara, kaybolduk nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Trafikteyiz ne uğruna onu dahi bilmiyoruz, hep öndekine küfrediyoruz. O da kendi önündekine küfrediyor.
Şimdiyse şunu soruyorum:
En öndeki neden bu kadar gamsız baba?
Ben blog nedir falan bilmiyorum öyle, ayrıntılarını da bilmem. Komik olmak için saçmalamayıp, ciddi olmak için kasmayacağım. Neyse o, burası neresi lan?
22 Kasım 2010 Pazartesi
14 Kasım 2010 Pazar
Artık beni sevme
Geçenlerde etkileyici bir 2006 fransız yapımı filme denk geldim, gece uykusuzluk nöbetlerimden birinde oturdum izledim. "Deux jours a tuer" aslında birebir türkçe çevirisi "Ölüme iki gün kala" ama nedense "Artık beni sevme" olarak çevrilmiş.
En başında arkadaşlıklarınızı, samimiyetsiz ilişkileri sorgulatırken en sonda hayatı derinden sorgulatıyor. En sonundaysa efsane bir şiir var, kaç kez dinledim bilmiyorum o kısmı, harikulade.
Ne kadar zamanım var benim?
Yıllar mı, günler mi, saatler mi?
Ne kadar?
Bunu düşündüğümde kalbim öyle hızlı çarpıyor ki!
Yaşamak benim ülkem...
Kalan zamanlarımı seviyorum.
Gülmek istiyorum, koşmak, konuşmak
Ağlamak ve görmek,
İnanmak, içmek, dans etmek, bağırmak
Yemek yemek, hoplayıp zıplamak, isyan etmek...
Bitirmedim bitirmedim...
Bitirmedim!
Uçmak, şarkı söylemek, gitmek
Yeniden gitmek...
Kalan zamanımı seviyorum.
Nerede doğduğumu bilmiyorum artık
Ya da ne zaman!
Uzun zaman önce değildi biliyorum
Benim ülkem yaşamaktı!
Babamın şöyle dediğinide hatırlıyorum;
Zaman ekmeğin gibidir senin,
Yarına da mutlaka sakla
Hala ekmeğin var...
Hala zamanım var ama ne kadar?
Oynamak istiyorum
Gülmek istiyorum
Gülmek istiyorum anlasanıza gülmek!
Ağlayıp gözyaşlarıma boğulmak
Gemiler dolusu bordo şarabı içmek istiyorum hala
Ve dans etmek, bağırmak, uçmak
Yüzmek bütün okyanuslarda...
Bitirmedim bitirmedim...
Bitirmedim!
Şarkı söylemek istiyorum
Sesim kısılıncaya kadar konuşmak
Seviyorum zamanı
Kalan zamanı
Ne kadar zamanım
Ne kadar zamanım var benim?
Yıllarım mı, günlerim mi, saatlerim mi?
Ne kadar?
Seyahat hikayeleri istiyorum ben
Görecek çok insan var daha
Çok manzara
Çocuklar kadınlar...
Koca koca adamlar
Minyon olanlar
Eğlenceliler, hüzünlüler
Çok akıllılar
Ve bir de aptallar...
Komiktir aptal ihtiyarlar dinlendirir insanı
Güllerin arasındaki yabani otlar gibi.
Ne kadar zamanım
Ne kadar zamanım var benim?
Yıllarım mı, günlerim mi, saatlerim mi?
Ne kadar...
Umurumda değil aşkım
Çünkü orkestra sussa da dans edeceğim ben hala
Uçaklar uçmayı bıraksa da,
Tek başıma uçmaya devam edeceğim ben...
Zaman durduğu zaman da,
Seni hala seveceğim.
Bilmiyorum nerde?
Bilmiyorum nasıl?
Ama seni hala seveceğim
Seni hala seveceğim...
Nanik
Hiç umudumu yitirmeyecek kadar aptal olmanın gururunu yaşıyorum. Hayat bana öyle ortalar veriyor ki dönüp herkese bir nanik çekebilirim. Nasıl zamanında acımadı kii diye dönüp gülümseyebildiysem, bu gün de yarınımı elimde tutmayı bilirim, bilmek lazım. Geçmişime bakıpta, bugünümü geçmişimle kıyaslasalar da anlamıyorum ki geçmişimdeki gibi devam edecek olsaydı ilişkilerim çıkarmazdım ki onları hayatımdan. Mutlu olmak illa sonu gelecekmiş, sevgiler tükenecekmiş gibi bakmaya ne güzel de alıştırmışlar bizi. Bu defa herşeye ve herkese rest çekme gücünü hissediyorum bedenimde, ben kaderimi ilaha bırakmaktan vazgeçeli çok oldu. En azından bişeyleri kaybedince oturup kaderime ağlamıyorum, kendime sövüp hırslanıp devam etme gücünü ediniyorum.
Siz de deneyin oluyor, memnun kalmazsanız da kalmayın napalım.
Alan memnun satan memnun.
Siz de deneyin oluyor, memnun kalmazsanız da kalmayın napalım.
Alan memnun satan memnun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)